0 (546) 447 10 54
Eski adıyla izale-i şüyu, yeni adıyla ortaklığın giderilmesi davaları, paylı (müşterek) ya da elbirliği (iştirak halinde) ile mülkiyete konu olan taşınmaz veya taşınır mallarda paydaşlar arasında mevcut olan birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip şahsi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı bir dava türüdür.
Ortak Mülkiyet Kavramı
Paylı Mülkiyet
Birden çok kimsenin taşınır veya taşınmaz nitelikteki aynı eşya üzerinde maddi şekilde bölünmemiş paylara sahip olmalarına imkân veren mülkiyet türü, paylı mülkiyettir. Bu mülkiyet biçiminde her paydaşın eşyadaki payı eşit sayılmaktadır. Paydaş, kendisine ait payı serbestçe devredebilir ve payların, başka kişilerce rehin veya haciz edilmesi mümkündür (TMK m. 688). Paylı mülkiyette, payın tamamı değil bir kısmı da devredilebilir (TMK m. 732).
İçerik
Paylı mülkiyete konu eşyadaki bölünme soyut olduğu için ortaklık devam ettiği müddetçe eşyanın fiili bir şekilde paylaşımı söz konusu değildir. Paydaşlar, eşya üzerinde ½,1/4, 1/5 gibi mülkiyet hakları nispetinde yetki ve yükümlülüklere sahip olurlar. Dolayısıyla, paylı mülkiyette her ortağın, eşyanın her yerinde, kendisine ait olan pay oranında diğer ortaklar ile aynı derecede hakkı bulunmaktadır.
Birden çok kişinin mülkiyet hakkına sahip olduğu elbirliği mülkiyeti ile paylı mülkiyet hallerinden hangisinin var olduğu hususunda belirsizlik bulunduğu zaman, eşyanın paylı mülkiyete tabi olduğu kabul edilir.
Elbirliği Halinde Mülkiyet
Elbirliği ile mülkiyet hali ise; Medeni Kanun’un 701.maddesinin 1. ve 2. Fıkralarında “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır” şeklinde tanımlanmıştır.
Elbirliği halinde mülkiyet tipinin en önemli özelliği; birden fazla kişinin malın tamamında mülkiyet hakkına sahip olmasıdır. Bu durum sebebiyle de ortaklık süresince malikler, malda taksim ve paylı mülkiyetin aksine kendi hisselerinde tasarruf gerçekleştiremezler (TMK m. 702/3). Tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekmektedir (TMK m.702/2).
Miras Ortaklığı
Ölüm olayı ile birlikte miras bırakanın malları üzerinde mirasçılar arasında kendiliğinden kurulan “miras ortaklığı” elbirliği ile mülkiyet halinin en tipik örneğidir. Mirasçılar, ölüme bağlı olarak murisin terekesinde (malvarlığında) elbirliği halinde mülkiyete sahip oldukları için terekeye ait bütün haklar üzerinde ancak birlikte tasarruf edebilirler (TMK m. 640/2). Diğer taraftan; mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir (TMK m. 642/1). Dolayısıyla terekedeki taşınır veya taşınmaz malların aynen taksimi, şayet bu mümkün değilse satış yoluyla paylaştırılmasına konu olan Ortaklığın Giderilmesi Davası için Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açılabilir. Bu davaya bütün ortakların katılması gerekmektedir. İşbu sebeple, ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır.
Mirasçının açtığı Ortaklığın Giderilmesi Davasında, hâkim imkân varsa taşınmazlardan her birinin tamamını birer mirasçıya vermek suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara paylaştırma (aynen taksim) yapılırken şayet taşınmazların değerleri arasında fark varsa bu farkın para olarak ödenmesi yoluyla miras payları arasında denkleştirme sağlanır (TMK m.642/2).
Ortak Mülkiyetin Dava Yoluyla Sona Erdirilmesi
Paylı mülkiyette paydaşlardan her biri, müştereken malik olduğu malın paylaştırılması suretiyle kendisine verilmesini isteyebilir. Bu durumda paylı mülkiyete tabi malın paylaşılması yönündeki bu istek tüm paydaşlara ulaştırılarak paylaşma sözleşmesi ile paylaşmada anlaşma sağlanamaması durumunda dava açılarak “Ortaklığın Giderilmesi Davası” ile gerçekleştirilebilir.
TMK m.699/2 hükmünde “paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hâkim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmektedir.
Uygulamada ise ortaklığın giderilmesi davaları genellikle, elbirliği ile mülkiyet halindeki mirasçılar arasında mal paylaşımı girişimlerinin sonuçsuz kalması üzerine açılmaktadır.
Paydaşlardan biri, bu davayı açarak malın eğer varsa mevcut paydaşlık oranlarına göre maddi olarak bölünmesine ve şayet bu mümkün değilse artırma yoluyla (ihale) satılıp parasının paydaşlara payları oranında bölüştürülmesini sağlar. Mahkeme, payın miktarı ve paydaşların sayısı imkân veriyorsa talep halinde aynen taksim, aksi takdirde malın satılarak satış bedelinin paydaşlara dağıtılması yoluyla paylaşmaya karar verir.
Ortaklığın giderilmesi davaları, tarafların hem davacı hem de davalı durumda olduğu iki taraflı davalardır. Bu nedenle yargılama sırasında davacı ve davalı tarafın hakları aynı şekilde ele alınmalıdır.
- Taraflar paylı mülkiyete konu malların sadece aynen taksimini talep etmişler ise ya aynen taksim yönünde ya da davanın reddi yönünde karar verilebilir.
- Davacının aynen taksim talebine karşılık davalı (diğer paydaşlar) satış talebinde bulunmuşsa, yapılan incelemenin sonunda aynen taksimin mümkün olmadığına kanaat getirilmesi halinde malların satışı suretiyle ortaklığın giderilmesi kararı verilebilir.
- Tarafların aynen taksim mümkün iken doğrudan satış yoluna gidilmesini talep etmesi halinde davanın reddi
Nakit para gibi paylaşımı mümkün olan değerler dışında kalan taşınır ve taşınmaz mallardan aynen bölünmesi mümkün olmayanlar için satış suretiyle ortaklığın giderilmesi yoluna gidilir. Öte yandan, malın maddi paylaşımı malda ciddi bir değer kaybına yol açıyorsa, hâkim maddi paylaşım yerine açık artırma ile satış kararı verebilir.
Paylaşım için artırma yoluna gidildiğinde tüm paydaşların rıza göstermesi durumunda artırmanın sadece paydaşlar arasında yapılmasına veya bunun yerine herkes bir açık şekilde yapılmasına karar verilebilir (TMK m.699/3).
Bu davalarda aynen taksim istenilmesi halinde öncelikle taşınmazın miktarı, pay ve paydaş durumu ve imar mevzuatı çerçevesinde taksiminin mümkün olup olmadığı araştırılmalıdır. Mevcut duruma göre taksim mümkün ise fen bilirkişisine taksim projesi düzenlettirilir ve mahkeme tarafından projedeki bölümlerin hangi paydaşa verileceği hususunda anlaşma sağlanmış ise bu anlaşmaya göre, anlaşma sağlanamaması halinde kura çekilerek paylaşma sağlanır.
Ortaklığın Giderilmesi Davalarında Görevli ve Yetkili Mahkeme
- Ortaklığın giderilmesi davalarında malın veya hakkın değerine bakılmaksızın görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
- Genel yetki kuralı gereği davalının dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir (HMK m.6)
- Ortak mülkiyetin konusu taşınmaz ise; taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Birden fazla taşınmazın bulunması halinde taşınmazlardan birinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
- Miras bırakanın terekesi ile ilgili açılacak ortaklığın giderilmesi davasında yetkili mahkeme, miras bırakanın son yerleşim yeri (HMK m.11/1)
Ortaklığın giderilmesi davaları sadece paydaşlar tarafından açılabilir. Borçlu paydaşın ortağı ya da alacaklısı bu davayı açamaz. Zira bu alacaklı, elbirliği ya da paylı mülkiyete konu maldaki borçlunun payını bağımsız olarak haczettirip sattırabilmektedir.
Tek bir paydaşın veya birden fazla paydaşın birlikte açabileceği ortaklığın giderilmesi davasının tarafları ise davacı/davacılar dışındaki diğer paydaşlardır.
Davacının küçük, kısıtlı veya tüzel kişilik olması halinde bunların kanuni temsilcileri olan veli, vasi veya şirket yöneticileri aracılığıyla dava açılır. Davacı ya da davalı paydaşların yargılama sırasında vefat etmesi halinde davayı mirasçıların takip etmesi mümkündür.
Ortaklığın giderilmesi davalarında davacı davasından feragat etse bile diğer tüm paydaşların feragati olmadığı sürece yargılama devam edecektir.
Yargılama Usulü
Ortaklığın giderilmesi davaları basit yargılama usulüne tabidir. Bu bağlamda davacının dava dilekçesi sunması ve davalının cevap dilekçesi sunması yeterlidir.
Ortaklığın Giderilmesi Biçimleri
Malın aynen taksimi (bölüşülmesi), pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilebilir.
Taraflardan yalnızca birinin bile aynen taksim istemesi durumunda hâkimin öncelikle bu talebe göre değerlendirme yapması, aynen taksimin mümkün olmadığının tespiti ile satış yoluna gidilmesi gerekir.
Taşınır veya taşınmaz mallara ilişkin ortaklığın giderilmesi yönündeki yargı kararlarının 10 yıllık zamanaşımı süresinde yerine getirilmesi gerekir.
Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.